ASGARİ ÜCRET REFAH SINIRINDA OLACAK

Düzen siyasetinin asgari ücret anlayışı açlık sınırının bile altında. Yoksulluk sınırı ise onun dört katı. Asgari ücrete yakın bir ücretle çalışanların oranı %50 civarında. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde ortalama olarak %4 düzeyinde saptanıyor. Ülkemizde çok yaygın hale getirildiği için, asgari ücret artık ortalama ücret olarak görülüyor. Asıl görev asgari ücret alanların oranını azaltmak olmalıdır. Sendikal çalışmalar güçlendirilerek toplu iş sözleşmesi ve pazarlık yapabilme kapsamına giren emekçi sayısının artırılması gerekiyor. Her yeri kaplamış olan liberal iktisatçılar ücretlerin artmaması gerektiğini vaaz ediyor. Onlara göre ücretlerin arttırılması popülizm demek. Ücretler artarsa ürün ve hizmetlerin de fiyatının artacağını, bunun da bir kısır döngü yaratacağını söylüyorlar. Sistemin iyi çalışması ve kısır döngüye girmemesi için emekçilerin asgari ücretin altında çalışması gerekiyor. Hatta onlara göre bunu işçiler çok severek yapmalı. Sistem ancak emekçiler açken düzgün çalışabiliyor. İşte biz bu vicdansız açlık sistemini kökten değiştireceğiz. Gerçek enflasyon %110 civarında seyrediyor. Asgari ücret 1974 yılında kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın %80’i iken, 2022 yılında bu oran %43’e geriledi. 2022 yılında ücretlilerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’dan aldığı pay %43 ve bu 2008 krizindeki orandan daha düşük. Ücretlerde refah sınırından ve insanca yaşamaktan söz eden yok. Emekçiler ürün ve hizmet fiyatlarına kontrol edemez. Örgütlü mücadelesiyle ancak kendi alacağı ücret üzerinde bir etkisi olabilir. O nedenle emeğinin ücreti üzerinden bir mücadeleyi önüne koyacaktır.

Refah sınırı enflasyona, geçim şartlarına ve ülke ekonomisinin büyümesine göre belirlenecek.
Ücretler gelecekte varsayılan enflasyona göre değil, yaşanan gerçek enflasyona göre 3 ayda bir güncellenecek.
Asgari ücretin belirlenmesinde esas ölçü emek veren insanların mutluluğu ve geleceğe güvenle bakabilmesidir. 

wp_ehp