13
Şub

Şimdi Hesaplaşma Zamanı

1) 12 Şubat Pazar günü, Emekçi Hareket Partisi olarak, Kahramanmaraş depremleriyle binlerce cana mal olan rant düzenine karşı düzenlediğimiz basın açıklamasına polis saldırdı.

Parti üyelerimiz darp edilerek gözaltına alınmaya çalışılırken, acil müdahale gerektiren deprem bölgesine günlerce uğramayan siyasi iktidarın, yüzlerce polis ve araçlarla nasıl da hızla koordine olduğunu gören halkımız öfkelenmiş ve tepki göstermiştir. 

2) Deprem bölgesindeki rant ve talan siyasetinin diktiği zayıf binalar, afet sonrası iktidar ve bürokrasisinin becereksizliği, dakikaların önemi ortadayken kesilen internet erişimleri yüzünden resmi rakamlarla 30.000’den fazla insanımızı yitirdik. Yüz binlerce yurttaş yaralı ve hala iyileşmek için ihtiyacı olan kamu hizmetlerine dahi erişimden uzak. 

Tüm bunlar olurken, kameraların karşısına geçen siyasi iktidar, sarayından bizlere parmak sallamaktan geri durmadı. Yardım isteyenleri, eksikleri duyuranları, yakınlarını kurtarmak için çırpınanları düşman görüp, kara bir defter tuttuklarını ve “günü gelince” bu defteri açacaklarını söyledi. 

3) Emekçi Hareket Partisi heyeti olarak deprem bölgesindeyken; afette canlarını, yuvalarını, topraklarını yitiren halkın öfkesi, seslerini duyurma çabası engellenmeye, sesleri kısılmaya çalışıyordu. İnsanlar bir yandan enkazlardan canlarını, sevdiklerini kurtarmaya çalışırken; iktidar OHAL ilan ediyor, delil karartmaya çalışıyor, linçlere göz yumuyordu. Emekçi Hareket Partisi İstanbul İl Örgütü olarak genel başkanımız Hakan Öztürk ile bu acının kader değil, siyasi bir tercih olduğunu, İstanbul Depremi kapıdayken derhal bu rant siyasetinin ve talancı sermayenin gönderilmesi gerektiğini ifade etmek için bir araya gelmişken “Kaymakamlık Emri” adlı bir ucube tarafından anayasal hakkımız olan ifade özgürlüğümüze saldırıldı. 

Kağıt gibi binalar yapan müteahhitler, buna izin veren bürokratlar, imar affı çıkaran siyasilerin yaptıklarının yanlarına kâr kalmasını istemeyen halkımızın, yaptığımız basın açıklamasını gerek alanda gerek de sosyal medyada olumlu tepkilerle sahiplenmesi siyasi iktidarın yaratmak istediği korku rejiminin de enkaz altında kaldığı yönünde ümit vericidir.

4) “Şimdi siyaset zamanı mı? Acılar dinsin sonra hesabı sorulsun" şeklinde soranlar da oluyor. Bu yorumları yapan arkadaşlarımızın iyi niyetli davranmaya çalıştıkları bir gerçektir. Fakat bu acı, hepimizin acısı. Bize bunu kimin, neden yaşattığını görüp göstermekte geç kalınmamalı. Acı çekenlerin, feryat edenlerin meydanlarda sesi olmak da bizim görevimiz. Rant, talan, beceriksizlik ve kötü niyet yüzünden binlerce kaybımız varken, İstanbul Depremi kapıdayken yaşananların örtbas edilmesine, üstünün kapatılmasına izin verilemez. 

Aksi takdirde siyasi iktidar halka parmak sallamaya ve tuttukları defter sayısını çoğaltmaya devam edecek. Bundan da kötüsü, aynı acıları, belki çok daha da kötüsünü göz göre göre tekrar yaşayacağız. Bunun önüne geçmek için bir dakika kaybetmeden hiçbir sorumlunun cezasız kalmayacağını göstermeye devam etmemiz gerekiyor.

5) 12 Şubat’ta yaptığımız basın açıklaması sadece bir başlangıçtır. Örgütlü bir toplumu var etmeye devam edeceğiz.

Halkımıza karşı bu kadar suç işleyip elini kolunu sallayarak gezmeye devam edeceklerini zannedenler yanılıyorlar.

1999 Ağustos depreminin üzerinden geçen 23 yılda görüyoruz ki tüm suçlar açığa çıkmışken suçlular cezasızlıkla servetlerini katlamaya devam etmiş, rant ve talan sermayesi palazlanmış, devlete ödenen hiçbir kaynak yerinde kullanılmamıştır. Bugün yakıcı bir şekilde, örgütsüz bir toplumun nelere yol açacağını gören herkes, siyasetin yol açtığı felakete ancak siyaset ve örgütlülükle cevap verebileceğini biliyor. Bu nedenle Emekçi Hareket Partisi olarak devrimci mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. 

“Olayların yatışmasına” asla müsaade etmeyeceğiz. Yapılan tüm usulsüzlüklerin hesabını “şimdi” soracak ve bunların sorumlusu olan iktidarı, talan sermayesi ile birlikte tarihin çöplüğüne göndereceğiz.

wp_ehp