27
Eki
Ekmek, barış, adalet ve özgürlük için Esenyurt’ta buluştuk.
Ülkenin bugünü ve geleceği, birbirinden koparılamaz üç temel mücadele ekseninde, ekonomi, demokrasi ve barış alanlarında şekilleniyor. Bu üç başlık, birbiriyle kader bağı bulunan bir bütünlüğü oluşturuyor. Bir alandaki her gerileme diğerlerindeki çöküşü kaçınılmaz kılarken, birinde sağlanacak ilerleme, diğerlerinin de kapısını aralıyor.
Birlikte Mücadelenin Sesini Esenyurt’tan Yükselttik
Bu siyasal iklimde, 25 Ekim günü Esenyurt Meydanı'nda DEM Parti, EMEP, SMF, TİP ve TÖP ile "Ekmek, Barış, Adalet ve Özgürlük için Birlikte Mücadeleye" şiarıyla bir araya geldik. Tek adam rejiminin karşısında tek yumruk olma iradesi, Esenyurt’taki halk buluşmasında somut bir karşılık buldu. Bu güçlü ve coşkulu buluşma, rejime karşı birliğin, omuz omuza ortak mücadelenin ve devrimci dayanışmanın canlı bir örneği oldu. Buluşmamız, rejimin emekçilere, gençliğe, kadınlara, LGBTİQ+’lara, halklara yönelttiği topyekûn saldırı konseptine karşı, topyekûn bir direnişin hem mümkün hem de zorunlu olduğunun altını çizen bir irade beyanıdır. Esenyurt’ta ortaya konan bu irade, İstanbul’dan başlayarak diğer illere de yayılacak ve önümüzdeki dönemin siyasi rotasını belirleyecek birlikte mücadelenin de habercisi niteliğinde.
Emekçi Hareket Partisi İstanbul İl Örgütü olarak bizler, "Ekmek İçin Ücretlere Zam, Barış İçin Somut Adım, Demokrasi İçin Adalet” sloganıyla oluşturduğumuz kortejimizle halk buluşmasındaki yerimizi aldık. Bu slogan, ekmeğimizin küçülmesiyle demokrasinin gasp edilmesi, düşük ücretlerimizle Kürt meselesini çözümsüzlüğe mahkum eden güvenlikçi politikalar ve sofrada boş kalan tabağımızla sandıkta yok sayılan irademiz arasındaki kopmaz bağı kuran, odaklanmış ve somut bir siyasetin ifadesidir.
Ekmek İçin Ücretlere Zam
Türkiye ekonomisi büyürken, emekçinin bu büyümeden aldığı pay her geçen gün eriyor. Yüksek enflasyon ve açlık sınırının dahi altındaki ücretler, alım gücünü fiilen yok etmiş durumda. İktidar, yarattığı bu ekonomik yıkımı siyasi baskıyla kontrol altında tutmaya çalıştıkça, toplumsal hoşnutsuzluk ve itiraz da büyüyor. Emekçilerin açlık sınırına mahkûm edildiği bu düzende, bizler bir lütuf beklemiyoruz; hakkımız olanı istiyoruz. Asgari ücretin belirlenmesini, ne hükümetin insafına ne de bu oyuna alet olan sendika bürokrasisine bırakıyoruz. Ücretler, milli gelir ve gerçek enflasyon oranı baz alınarak adaletli bir biçimde belirlenmeli. Bu temelde, asgari ücret derhal 65 bin TL olmalıdır.
Barış İçin Somut Adım
Kürt meselesini çözümsüzlüğe mahkûm eden güvenlikçi politikalar, AKP iktidarının politikasının ana eksenlerinden birini oluşturuyor. Bu nedenle, meselenin Meclis çatısı altında bir komisyonla ele alınmasını, sorunu güvenlik alanı dışına çıkarıp meşru siyaset zeminine taşıyan değerli bir adım olarak görüyoruz. Barışın gelmesinden, kayyımların geri çekilmesinden, tutsakların serbest bırakılmasından, Kürt halkının kendi diline, kültürüne ve kimliğine sahip çıkmasından kaygı duymak yersizdir. Yıllardır süren inkâr ve tecrit politikalarına karşı komisyonun görevi, eşit yurttaşlığı ve siyasi muhataplığı tanıyacak yasal düzenlemeleri hazırlamak, somut adımları atmaktır. Bu, korunması ve büyütülmesi gereken önemli bir demokratik kazanım olacaktır.
Demokrasi İçin Adalet
Mevcut ekonomik çıkmaz, siyasi iktidarı giderek daha baskıcı yöntemlere mecbur bırakıyor. Topluma vaat edecek bir gelecek perspektifi kalmayan iktidar, çöküşünü engellemek için tek çareyi baskı ve zor aygıtlarına sarılmakta buluyor. Kayyım atamalarından diploma iptaline kadar doğrudan seçimli siyaseti ve hukukun işleyişini hedef alan müdahaleler, bu çöküşü gizleme çabasının bir parçasıdır. Eğitime, sanata, basına; talimatlı yargı eliyle toplumun tüm kılcallarına yayılan bu kuşatma, tek bir partiyi değil, demokratik muhalefet zeminini tamamen yok etmeyi amaçlayan topyekûn bir saldırıdır. Nitekim, Esenyurt’taki halk buluşmamıza CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'ın da katılması, bu topyekûn saldırıya karşı ortak demokrasi mücadelesini yükseltmenin hem zorunlu hem de mümkün olduğunu gösterdi. Mesele, basitçe belli bir partiyi savunmanın ötesinde, demokrasiye, barışa, adalet mücadelesinin kazanımlarına hep birlikte sahip çıkmaktır.
Esenyurt’tan Aldığımız Güçle, Mücadeleyi Büyütmeye
Karşımızdaki ekonomik yıkım, siyasi baskı ve çatışma sarmalını kırmak; halklar ve emekçiler için refahı, demokrasiyi ve barışı inşa etmek görevimizdir. "Ekmek, Barış, Adalet ve Özgürlük için Birlikte Mücadeleye" diyerek yürüttüğümüz ortak mücadele, bu çürümüş düzeni temelinden sarsacak. Müttefiklerimizle birlikte bütünlüklü çözüm yolları üretmeye, Esenyurt’tan aldığımız güçle daha kararlı yürümeye devam edeceğiz. Açlık sınırındaki ücretlere, işsizliğe, geleceksizliğe, irademizin gasp edilmesine ve çözümsüzlüğü dayatan politikalara karşı birleşirsek yenilmeyiz.