21
Kas

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü: Çocukların İhtiyaçları Kamucu Bir Anlayışla Karşılanacak Hakları Güvenceye Alınacak!

AKP Faşist bir rejimin günden güne inşa edilmeye çalışıldığı bir ortamda seçimlere giderken, aynı anda derin bir yoksullukla boğuşuluyor.

Derinleşen ekonomik kriz ve yoksulluk, faşist politikalar, pahalılık, ırkçılık, göçmen ve LGBTİ+ düşmanlığı, ayrımcılık, kadına yönelik şiddet, cezasızlıklar, savaş ve çatışmalar en fazla çocukların yaşamına etki ediyor.

Ülkenin içinden geçtiği süreç, çocukların yaşamından, haklarından, toplumsal özne olarak yaşam alanlarından çalıyor. Yoksulluğun derinleşip faşist politikaların yayıldığı bu atmosferde çocuklar ihmal ve istismara, hak ihlallerine karşı daha açık hale geliyorlar.

Türkiye, çocukların haklarının uygulanması, korunup geliştirilmesi noktasında en gerideki ülkelerin başında geliyor. Hâkim çocuk algısından kaynaklı zaten yok sayılan, toplumsal özneler olarak görülmeyen çocuklar, giderek daha da görünmezleşiyorlar.

Yoksulluk ve ekonomik krizle doğrudan bağlantılı olarak, çocuk yoksulluğu artıyor. En az 2 milyon çocuk okula aç gidiyor, bütün günü su ile geçirmek zorunda kalıyor.

Çocuk emeğinin sömürüsü yoğunlaşıyor, giderek daha fazla çocuk hiç çalışmamaları gereken işlerde çalışmaya mahkûm ediliyor. Neredeyse her gün bir çocuk çalışırken hayatını kaybediyor. MEB ise zincir marketlerle, şirketlerle protokoller imzalayıp çocukların emeğinin sömürüsünün önünü açıyor. Çocukların işçileştirilmesini engellemek üzere imzalanan sözleşmeler hayata geçirilmiyor.

Çocukların cinsel istismarı yüz binlerle ifade ediliyor. Çocuk yaşta evliliklerin, küçük yaşta yapılan doğumların sayısı katlanarak artıyor. Hatta bunlara yasal kılıflar uyduruluyor.

Yoksulluk kaynaklı ölümler kış aylarında artıyor ve en çok çocuklar ölüyorlar.

Mülteci çocuklar, engelli çocuklar haklarına erişim noktasında en gerideki gruplar oluyorlar.

Kürt çocuklar, savaş ve çatışmalarda yaşamlarını yitiriyor, sakat kalıyor ya da ruhsal olarak etkileniyorlar. Her yıl bir çocuk zırhlı aracın ezmesi sonucu yaşamını yitiriyor.

Ayrıca Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çekince koyduğu, çocukların kendi kültür ve inançlarını yaşama, dillerini konuşma haklarını içeren maddeleri kaldırmadığı için başta Kürt çocuklar olmak üzere ülkenin zenginliği olan halklardan çocuklar kendi anadillerini konuşamıyorlar. Aynı çekinceler çerçevesinde Alevi çocuklar başta olmak üzere farklı inanç gruplarından çocuklar okullarda zorunlu din derslerine tabi tutuluyorlar.

Bütçe tartışmalarının sürdüğü şu günlerde, çocuğa duyarlı, onun üstün yararını gözeten bir bütçe oluşturulmadığı gibi çocuklara düşen pay giderek azalıyor. Halkın vergileriyle oluşturulan bütçeden halkın çocuklarının payını vermiyorlar!

Bütün bu hak ihlallerinin ortasında çocukların katılım ve ifade özgürlüğü ya da örgütlenme hakkından bahsedemiyoruz bile.

Emek ve Özgürlük İttifakı olarak, çocukların eşitlerarası bir yaşamın toplumsal özneleri olduğunun bilinciyle halkların özgürleşmesi mücadelesinde çocukların da hakları olduğunu biliyor, bunun sorumluluğunu taşıyoruz.

Çocuk haklarının tamamının çekincesiz şekilde hayata geçirilmesi, korunup geliştirilmesi ve çocukların acil, yaşamsal ihtiyaçlarının derhal hayata geçirilmesi için mücadeleyi sürdüreceğiz.

Çocuklar için, çocuklarla birlikte; eşit, özgür, demokratik, barış içinde bir ülkeyi inşa edeceğiz.

Emek ve Özgürlük İttifakı

wp_ehp