20
Kas
AKP-MHP iktidarının içeride ve dışarıda sürdürdüğü savaş siyasetinin, kendi “bekaları” dışında hiçbir amacı yoktur.
Onlarca sorunun hala yanıtlanamadığı şaibeli Taksim saldırısı da, dün gece itibariyle Suriye’ye yapılan saldırı da aynı kapsamda görülmelidir. Şaibeli bombalı saldırı, Kürt halkının yaşadığı Suriye topraklarına hava bombardımanına dönüştürülmüştür. Ortada duran tüm şüphelere rağmen Kobane halkı olağan şüpheli ilan edilmiştir. Yaklaşan seçimleri yine bombalarla, hava saldırılarıyla kazanmak istedikleri açık. Bu siyaset bir kez daha iflas edecek. Göndereceğiz ve bomba siyaseti yerine başta Kürt sorunu olmak üzere her tür sorunu demokrasi yoluyla çözeceğiz.
Emekçilerin bu saldırılardan, savaş politikalarından hiçbir çıkarı olmadığı ve olmayacağı açıktır. Her durumda savaş siyasetinin, ölüm ve yoksulluk dışında hiçbir şey getirmediğini defalarca kez gördük, yaşadık. Halkların birbirine düşman edildiği, savaşlara yeniden kapı aralandığı, emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüldüğü bu politikaların emekçi halka hiçbir zaman faydası olmadı, olmayacak.
İşçi sınıfı açlık sınırı altında ve köle gibi çalışma koşullarında yaşıyor. Bunca zulmün ve yoksulluğun sorumlusu olan bu siyasi iktidar gönderilmelidir. Kürt halkına yönelik saldırılar reddedilmelidir. Her seferinde denedikleri “güvenlik deyince akan sular durur” masalını emekçiler elinin tersiyle itmelidir. Tıpkı bundan önceki süreçte olduğu gibi bir kez daha, siyasi iktidarın ayakta kalması için her türlü saldırıyı devreye sokmasına kimse onay vermemelidir. Ülkeye ve dünyaya barış getirmenin, savaşlardan kurtulmanın yolu budur. Emekçi halka bir ekmeği bile çok görenlerin “güvenlik” iddialarına karnımız tok. Bu ülkenin başındaki en büyük “güvenlik sorunu” siyasi iktidarın kendisidir.
Savaşlardan beslenenlerin iktidarını göndereceğiz. Savaşların değil kardeşliğin dünyasını kuracağız.