22
Oca
Emekçi Hareket Partisi Parti Meclisi, parti yönetici organlarının katılımıyla genişletilmiş olarak 12 Ocak 2024 tarihinde toplandı. Kürt sorununun çözümüne dair başlatılan süreci ve güncel gelişmeleri ele aldı. Sürecin mevcut siyasal ve toplumsal koşullar altında nasıl şekilleneceğine dair değerlendirmelerde bulundu ve atılacak adımları tartıştı.
Emekçi Hareket Partisi Parti Meclisi, parti yönetici organlarının katılımıyla genişletilmiş olarak 12 Ocak 2024 tarihinde toplandı. Kürt sorununun çözümüne dair başlatılan süreci ve güncel gelişmeleri ele aldı. Sürecin mevcut siyasal ve toplumsal koşullar altında nasıl şekilleneceğine dair değerlendirmelerde bulundu ve atılacak adımları tartıştı.
Kürt Sorununda Çözüm İçin Tam Demokrasiyi ve Tam Kardeşliği Savunuyoruz
Devlet Bahçeli’nin Meclis’te DEM Partili milletvekilleri ile tokalaşması, Kürt sorununda çözümü yeniden gündeme getiren bir başlangıç oldu. Bu hamlenin ardında yatan temel neden, iktidarın pek çok alanda yaşadığı sıkışmışlıktır. Son yerel seçimlerde AKP, birinci parti olma konumunu kaybetti ve ülkede yönetim krizi derinleşti. Ekonomide ve dış politikada çözümsüzlük içerisinde olan siyasi iktidar, en ufak hak arayışlarını ve protestoları dahi sert bir şekilde engellemeye çalışıyor. Buna rağmen yurttaşlar, iktidarın politikalarının yol açtığı yıkıcı sonuçlardan duydukları rahatsızlığı her geçen gün daha fazla dile getiriyor. AKP-MHP ittifakının topluma sunabileceği siyasal ve ekonomik vaatlerin tükenmiş olduğu görülüyor. Bu koşullar altında, Kürt meselesi gibi tarihsel ve kritik öneme sahip bir meselenin çözümü yeniden gündeme geldi.
Diyalog için ilk adımın siyasi iktidar tarafından atılması, Kürt sorununda çözümü konuşmanın önünde bir engel değil. Hiçbir siyasi iktidar, ulusal sorun gibi köklü meseleleri, müzakereye zorlayacak koşullar oluşmadan kendi isteğiyle çözmeye yönelmez. Erdoğan ve Bahçeli, elbette politik tutumlarını aniden değiştirmeye karar vermediler. Bu adımı, uyguladıkları politikaların çıkmaza sürüklenen sonuçları nedeniyle atmış durumdalar. Bu nedenle, barışın sağlanabilmesi için politik gerçekçi bir yaklaşım benimsenmeli. Kürt sorununun çözümü üzere mevcut yöneticilerle diyalog kurulması olağandır. Samimiyet tartışmaları esas teşkil etmez. Belirleyici olan müzakereyi zorunlu kılan nesnel koşullardır.
Görüşme girişimleri, rejimin baskı politikalarının sürdürülebilir olmadığını ortaya koyuyor. İktidarın sıkışmış durumda olması nedeniyle attığı adımlardan ve egemen bloklar arasındaki çelişkilerden; halkların ekonomik, siyasi ve demokratik mücadelesinin önünü açmak için harekete geçilebilir. Gezi direnişi ve HDP’nin seçim barajını aşarak meclise girmesi gibi tarihsel deneyimler, çözüm sürecinin oluşturduğu ortamda şekillenmişti. Kürt meselesinin tartışıldığı bir zemin, sosyalist harekete ve toplumsal mücadeleye olanaklar verebilir.
Başlayan süreç belirsizlikler içerse de temkinli olunarak takip edilebilir. Sorunun çözümü için ayrımcı yaklaşımların karşısında halklar için tam demokrasi ve tam eşitlik propaganda edilmelidir. Çözüm masası, halkların çözüm önerilerinin dile getirildiği ve eşitler arası müzakere zemininin sağlandığı bir alan olmalı. Süreç, çözümün siyasetin merkezine taşınmasıyla şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
Süreci görmezden gelmek mümkün değil. Sorunun büyüklüğünü ve toplumsal etkilerini hesaba katmak gerekir. Siyaset, toplumu dönüştürmenin en etkili aracı olarak kabul edilmeli. Radikal ve tavizsiz gibi gözüken ama özünde siyasetsizlik anlamına gelen bir pozisyondan uzak durmalıyız.
Kürt sorunu, yalnızca Kürt halkının değil, coğrafyamızda özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren tüm halkların ortak meselesidir. Bu sorunun çözümü halklar arasında eşitliğin ve buna bağlı olarak kardeşliğin güçlenmesiyle mümkün olacaktır. Kürt sorununu topluma anlatma sorumluluğu, sadece Kürt hareketinin temsilcilerinin omuzlarına bırakılamaz. Sosyalistler, Kürt hareketinin barış ve çözüm mücadelesinin meşruiyetini savunmalı, ittifaklarını güçlendirmeli ve mücadeleye katkıda bulunmalıdır.
Kürt sorununun topluma doğru şekilde anlatılması, toplumsal bilincin yükseltilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Diğer ülkelerdeki ezilen halkların mücadeleleriyle karşılaştırmalar yaparak açıklayıcı olmaya çalışmak ilerlemeyi kolaylaştıracaktır. Karşılaştırmalar yaparak anlatmak sayesinde, Kürt hareketinin mücadelesinin evrensel ve demokratik boyutu net bir biçimde ortaya konabilir. Türkiye’deki hukuki ve toplumsal eşitsizlikler de bu çerçevede ele alınmalıdır. Türklerin ve Kürtlerin eşit haklara sahip olması gerektiği ortaya konulmalıdır. Barışın gerekliliği, kıyaslamalarla olduğu kadar somut örneklerle de kamuoyuna aktarılmalı, toplumda çözüm arayışlarının kabul görmesi sağlanmalıdır.
Kürt hareketiyle geliştirilen ittifak, hem sosyalist hareketin siyasal gücünü artıracak hem de barış ve çözüm süreçlerinin toplumda daha geniş bir kabul görmesini sağlayacaktır. Partimiz, ülkede üzerine eğilinmesi gereken iki temel meselenin sınıf meselesi ve Kürt meselesi olduğunu ortaya koyuyor. Bu değerlendirmeye bağlı olarak, demokratik çözümün savunulması için ittifakı güçlendirme ve sorunun yanı sıra çözüm yollarını da topluma kapsamlı bir şekilde anlatma sorumluluğunun farkındadır.
Kürt sorununun çözümüne yönelik adımlar atılması, Türk ve Kürt emekçilerinin bedelini beraber ödedikleri savaşın yıkıcı sonuçlarının ortadan kaldırılmasının yolunu açacaktır. Sorunun barışçıl çözümünün, diyalog ve müzakere yöntemleriyle sağlanması gerektiğini savunuyoruz. Emekçi Hareket Partisi olarak, Kürt sorununda çözümün sağlanması, emekçilerin mücadelelerinin önünün açılması ve halkların demokratik bir gelecek inşa etmesi yolunda gerekli çabayı göstereceğiz. Bu mücadeleyi, tam demokrasi, tam eşitlik ve tam kardeşlik hedefiyle sürdürmeye devam edeceğiz.