03
Eki
AKP’nin pek açıkgöz ekonomi yönetimi “enflasyonu durdurmak için” diyerek bir dizi adım attı. Ücretlere zam yapılmadı. Emekçiler açlık sınırının altında yaşamaya devam etti. Emekliler ise o sınırın neredeyse yarısına mahkum edildi. “Kamuda tasarruf tedbirleri” adı altında bürokratların lüks tüketimleri kısılacağına, okullara temizlik personeli verilmedi. Tüm bu hamlelerin sonucu: Eylül ayında da enflasyonun arttığı TÜİK tarafından açıklandı.
“Ücretler artarsa enflasyon da artar” diyorlardı. Her şey kısıldı, enflasyon yine artıyor. Şimdi de dile getirsenize o müthiş liberal ekonomi teorilerinizi! Türkiye, dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 3. ülke konumunda. Aynı Türkiye, asgari ücret artışı açısından yapılan sıralamada ise Avrupa’da son sırada. Ücretlere zam yapılmadan da enflasyonun arttığını aylardır yaşayarak görüyoruz.
Evet enflasyon artıyor ama her türlü ekonomik göstergemiz de kötüye gitmiyor. Türkiye ekonomisinin 2024’ün hem ilk hem de ikinci çeyreğinde büyümeye devam ettiği daha geçtiğimiz ay açıklandı. Peki o zaman soruyoruz: Ekonominin büyümesinde sorun yok, kişi başına düşen milli gelirin artmasında sorun yok. Peki sorun nerede? Cevabını biz verelim: Sorun bu artan geliri kimlerin paylaştığında. Kur korumalı mevduattan, garantili projelerden, vergi borcu silinenlerden ya da vergi kaçıranlardan dolayı kaybedilen milyar dolarlar; geliri paylaşanın kimler olduğunu ortaya seriyor. Zenginler, holding sahipleri, patronların cebine giren milyar dolarların karşısında emekçilerin, emeklilerin payına ise TÜİK’in çarpıtılmış verilerine göre bile giderek arttığı tescillenen enflasyona yenilmiş ücretler düşüyor.
Bu gidişatı durdurmak için örgütlenmeye, ekonominin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. Enflasyonun artışını durdurmanın yolu, üretmekten, kamulaştırmaktan ve geliri üretenlerin paylaşmasından da geçiyor. Emekçiye Emekliye Hemen Zam!