01
Eyl
Her gün halkların emperyalist çıkarlar uğruna nasıl can verdiğine şahit oluyoruz. Savaşlar emperyalistleri güçlendirirken, emekçilere sadece ölüm ve yıkım getirir. Bu savaşlar emekçilerin çıkarına değil, halkların çıkarına değil. Siyasi iktidar da bu emperyalist kapitalist düzenden bağımsız değil, ellerinin uzanabildiği her yerde emperyalist savaş politikalarının uygulayıcısıdır. İktidar hiçbir koşulda Kürt halkını hedef almaktan vazgeçmiyor. İçeride türkülere, halaylara, Kürtçeye yönelik baskılar, ülke dışında her türlü savaş politikasıyla sürüyor. Ancak tüm bu baskı ve savaş politikaları bile istediği sonucu vermiyor. Aynı iktidar Filistin halkının yanında gözükmeye çalışıyor ancak İsrail’e verdikleri desteğin üstü örtülemiyor. Ticari ilişkileri gün gün ortaya çıkıyor.
Emperyalizmin savaş kışkırtıcılığıyla Ukrayna’da yıllardır süren savaş kan ve yıkımdan başka bir sonuca varmıyor.
Bütün bu savaş çığırtkanlığına ve emek sömürüsüne karşı ülkede ve dünyada tüm emekçi halklar hemen şimdi barışmalı. Çünkü halkların tek bir düşmanı var. O da coğrafya farketmeksizin bizi sömürenlerin düzeni. Emperyalist çetelerin, yeni pazarlara el koyacak patronların, yayılma heveslisi işbirlikçilerin tüm savaşları sömürü sürsün, patronların yüzü gülsün diyedir.
Bizim yerimiz onların savaşları değil, olmayacak. Sonuna kadar barış ama barış sadece ezilen, emekçi halklara. Bizi sömüren patronlarla ve bu kapitalist düzenle ise sonuna kadar savaşacağız. Halkların kardeşçe yaşayabildiği, işçilerin birlik olduğu güzel günleri mücadelemizle göreceğiz.
Yaşasın halkların kardeşliği, işçilerin birliği.