28
Haz
Kadıköy’de Genel Başkanımız Hakan Öztürk’ün de katılımıyla halkla buluşma gerçekleştik.
Ücretler hakkında açıklama yapan Hakan Öztürk, “Bir övünme var. Diyorlar ki Türkiye'de gayri safi milli gelirimiz arttı. 17. sıradayız, çok iyi diyorlar. O zaman kişi başına düşen milli gelir ne kadarsa asgari ücret de o kadar olmalıdır diyoruz. Ücretler 42 bin 300 TL olmalıdır.” sözlerine yer verdi. Meselenin sadece emekçilerin maaşı olmadığını ekleyerek, emekli maaşlarının da 42 bin 300 TL olması gerektiğini açıkladı.
Genel Başkanımız Hakan Öztürk’ün konuşması şu şekilde;
Hans, Hasan Amca’nın neyini kıskanacak?
Binali Yıldırım’ın pek duyulmuş sözü var; “İtaat et rahat et” diye.Topluma teklifi buymuş gibi gözüküyor. AKP’nin de buymuş gibi gözüküyor. Ancak bizim halkımız, yani emekçiler, emekliler o kadar kolay rahat edemiyorlar. Refaha ulaşmamız gerekiyor ya hani, İtaat ettiğin zaman refaha ulaşamıyorsun. O açıdan akıl yürütmemiz gerekiyor. Onlar aklı durdurmaya çalışarak, bir akıl tutulması yaşatarak ülkeyi yönetmek istiyorlar. Ancak biz bu ülkenin toplumunun aklını, ufkunu, açmak istiyoruz.Mesela diyorlar ki, “Zaten bütün dünyada böyle meseleler var”. Tamam, bütün dünyayla kendimizi kıyaslayalım o halde. Gerçeği yoklayarak akıl yürütelim birlikte. Diyorlar ki; “Almanya Bizi Kıskanıyor”. Bak AKP söylemi. Ne açıdan kıskanıyor? Her yönden. Ne için kıskanıyor? Bizim çalışanımız 600 euro ücret alırken, Almanya’da çalışan ve asgari ücret alan birisi 2000 euro alıyor. Neyimizi kıskanacak bizim? Almanya’daki Hans, Hasan Amca’nın neyini kıskanacak? Bizim çalışanımız ile Almanya’daki çalışan arasında dört kat fark var, dört kat. Kıskanılacak durum yok.
Bize nutuk anlatmasınlar ekmek meselesine gelsinler
AKP havalı konuşmayı çok sever. Mesela, “Türkiye çok güçlü, güçlendi, harika”. Mesela, çok iyiymişiz “G20’de 17.yiz” diyorlar. Eskiden de Gayri Safi Yurt İçi Hasıla önemli alınırdı. Eskiden GSYH’den ortaya çıkan hasılanın kişi başına düşen milli gelirin %80’i kadardı asgari ücret. Bugün ne kadar? %47’si kadar. Ne yapmışlar? Yarısını götürmüşler. Bunu söylemek için geldik. Bu ülkede parası çok olanlar bankada faiz elde edebilir. O parayı ceplerine koyabilir. Bu ihale avcısı yanda müteahhitler, o ihalelerin paralarını ceplerine koyabilirler. O holding sahipleri işçilerin iliğini kemiğini sömürerek o karı cebine koyabilirler. Peki bizim halkımız nerden gelir elde edecek? Faizle, karla, rantla edemez. Rantı da kendileri dağıtıyor. Kendi insanları bile “Bu toprakları parsel parsel sattı” dedi. Satacak yer bile kalmadı. Türkiye’deki işçi sınıfının, asgari ücretle çalışmak zorunda olanların, buğdayını, çayını, sütünü satmak zorunda olanların; el emeğinden, göz nurundan, alın terinden başka hiçbir şeyi yoktur. Onlar çalışmak ve gelir elde etmek zorundalar. Öyle AKP’liler gibi değil, 3-4 maaş yok ceplerinde. İhale kapmak yok, %400 kar elde etmek yok. AKP bir kere elini kaldır da şirketlerin, holdinglerin, bankaların %400 karından bahset. Buğdaya bu sene yapılan zam %10. Süte yapılan zam %10. Peki enflasyon ne kadar? %75! Bunu konuşmayalım değil mi? AKP’liler bize nutuk atsın değil mi? Beka nutuğu atsın, hamaset anlatsın, maneviyat anlatsın değil mi? Anlatmasınlar. Ekmek meselesine gelsinler, ekmek meselesine! Konumuz budur.
Halkımızı değil, yandaşlarını ve kendilerini korudular
Bugün hangi kanalı açarsanız açın, asgari ücretin açlık sınırının altında olması konuşuluyor. Bu ne demek? Bu bu ülkenin kanalına çıkıp söylenilir mi? İnsan utanır ya. Bu ülkenin insanı açlık sınırında bile değilse neyin sınırında? Sefaletin mi, yerlerde sürünmenin mi? İnsan toplumu için utanmaz mı? Utanmıyor musunuz? Emeklisi için, emekçisi için utanmaz mısınız? Ne demek açlık sınırının altı? 2 bin lira açlık sınırının altında bu ücretler. EHP mi açıkladı bunu? O “Ortalık karışmasın diye konuyu kapattım” diyen Ergün Atalay’ın Türk-İş’i konuşuyor.Onun verdiği rakamın bile iki bin lira altında bu asgari ücret. Bu halkın o asgari ücreti almaktan başka geliri yok. Şimdi emekliye geliyorum. Emekliler çıkıp demek zorunda kalıyor ki, biz bari asgari ücret kadar alalım. Neden? Çünkü 10 bin lira alıyor sadece. Mesele bu. Bize nutuk atmayın, konuşacaksak bu meseleyi konuşalım. Bu böyle olmaz. Şimdide diyorlar ki, “Biz tasarruf paketi getireceğiz”. Neyin tasarruf paketi? 3 senenin sonunda 3 milyar dolar tasarruf etmeyi planlıyorlarmış.Kur korumalı mevduat sistemi diye bir sistem çıkardılar. Çok dolarları olanları korudular. Halkımız bir kere bile korunmadı. Ona ne kadar para gitti? Merkez bankası başkanı açıkladı. Dedi ki, “Biz burada 25 milyar dolar kaybettik”. 3 milyar dolar üç senede tasarruf yapacaklarmış. Sen önce o dolar sahiplerine o parayı verme de bu halk doyar.
38 milyar dolar zarar var, 3 milyar dolarlık tasarruftan bahsediyorlar
Yap İşlet Devret meselesi çıkardılar. Müthiş sistem diye önümüze getirdiler. 4 tane otoyol yapmışlar. Bir tane tünel, üç tane de köprü. Bundan edilen zarar 38 milyar dolar. Bakın milyon değil, türk lirası da değil. Tasarrufla kazanacakları 3 milyar doları, bir de buradaki 38 milyar dolarlık zararı düşünün. Deveyi hamuduyla götürmüşler, tasarruf diye neyden bahsediyorlar? Bu ülke 25 milyar dolar kaybederse, 38 milyar dolar kaybederse bu ülkenin beli doğrulur mu? 3 milyar dolar tasarruf edeceklermiş de olacakmış. Bu tamamen yalan. Bu demektir ki çok yakında her şeyi bizim üstümüze bindirecekler. Vergiyi, enflasyonu, baskıyı… Bunları bize yapacaklar demektir. Sonra da diyecekler ki, “ Ee biz de yabancı arabaya binmedik”. Siz deveyi hamuduyla götürdünüz. Bize sineğin yağını çıkarma hikayesini anlatmayın. Siz yemeseniz, bu ülkenin holding sahipleri yemese, ihale kapanları yemese, bu ülkenin ürettiği emekçisine, emeklisine, kadınına, gencine, çocuğuna yeter! Bu dediklerimde yalan varsa Merkez Bankası başkanına gitsinler, yalan varsa Yap İşlet Devret Modeli’nin tekrar incelesinler.
AKP ve yandaşlarının garantisi var ama emekçinin garantisi yok
Geçilmemiş köprünün parasını ödüyoruz, bunu haberlerde görüyoruz. Geçilmemiş tünelin, gidilmemiş hastanenin parasını ödüyoruz. Bir tek yandaşlara kapitalizm işlemiyor. Düşünsenize araba geçmedi, kamyon geçmedi ama garantisi var! Şurada bir esnafın bir tane tost satamadığını düşünün. Onun garantisi var mı? Yok. Siftah yapamadı, batar. Ama AKP’nin yandaşlarının garantisi var. Onlar batmaz. Eğer doları varsa koruma var. gidilmeyen hastanenin garantisi var. Peki bu halkın randevu alma garantisi var mı? Yok. Bu hastanelere kolay gidebilme, iyi tedavi alabilme garantisi yok. Çocuğumun her gün minibüs parasını cebine koyabileceğim desen garantisi var mı? Yok. Ama onların köprülerinden arabaların geçme garantisi var kardeşim.
Enflasyon savaş halindeki ülkelerden bile yüksek
Onların hiçbir düzenin dokunulamıyor. O yüzden düşüyoruz. Bunlar yalan söylüyor arkadaşlar. Biz de öteki ülkeler gibiymişiz. Yalan arkadaşlar yalan. Bakın size çok net bir örnek veriyorum. Enflasyon! Savaşta olan Rusya'da enflasyon %3. Savaşta olan Ukrayna’da enflasyon %8. Duymadıysan AKP bir daha söyleyeyim. 8 ve 3. Bizde enflasyon kaç? Türkiye’de %75 yahu. Siz neyi kıyaslıyorsunuz? Verin bize yetkiyi diyenler bu ülkeyi mahvetti. Aldın yetkiyi, yapsaydın. Halkı bu kadar fakruzarurete, zorluğa, yoksulluğa düşürmenin bedeli nedir? 25 milyar dolar, 38 milyar dolar zarar yapmanın bedeli nedir biliyor musunuz? O hükümeti tıpış tıpış terk etmektir.
Öyle laf salatasıyla olmaz. Bu halk cahil değil. Boyunuzun ölçüsünü aldınız. Yapmadığınızı bırakmadınız, devletin imkanlarını kendiniz için kullandınız. Oylarınız düştü değil mi? Düşer. Bu halkı anlamaz zannetmeyin, anlar. Eninde sonunda anlar. Enflasyonun geldiği durum, işsizliğin geldiği durum ve yediğiniz paralar ortada.
Emekçinin hakkı 42 bin 300 TL
Bir övünme var. Diyorlar ki Türkiye'de gayri safi milli gelirimiz arttı. 17. sıradayız, çok iyi diyorlar. O zaman kişi başına düşen milli gelir ne kadarsa asgari ücret de o kadar olmalıdır diyoruz. Ücretler 42 bin 300 TL olmalıdır.
Biz üretiyorsak. Üretilen her şeyi yolları köprüleri canı pahasına yapanlar emekçilerdir. Bütün bu yiyecekleri hazırlayan emekçilerdir. Bütün bu gemileri çalıştıran emekçilerdir. Yani bizler üretiyoruz, bu halk üretiyor. O ahkam kesenler üretmiyor. Eğer bu halk üretiyorsa, biz üretiyorsak paylaşan da biz olacağız. Ekmek konusunu oturup konuşacağız. Ve biz burada ekmek konusunu konuşuyorsak , tek gelir kaynağımızı konuşuyorsak, asgari ücretin milli gelir karşılığını yani 42 bin 300 TL olmasını konuşuyoruz.
Emeklinin de hakkı 42 bin 300 TL
Her emekliyle röportaj yaptığımızda torunuma ne harçlık vereceğim diye gözleri buğulanıyor.. Bu mudur halkınızı sevmek? Sadece aktif çalışanlar için demiyoruz. Şurada gördüğünüz eski binalar var ya, bu yerler bu gemiler var ya, onları emekliler yaptı emekliler… Bizden önceki kuşaklar yaptı. Onlara 10 bin TL maaş reva görülmez. İnsaf be! Atalarımız, ecdadımız, dedelerimiz diyorsunuz. Dedelerinize, anneannelerinize reva gördüğünüz bu mudur? Bu şehri onlar yarattı, siz gelip üstüne kondunuz. Asgari ücret ne ise, çünkü asgarisi odur. Asgari ücret ne ise emeklilerin maaşı da o olacaktır. Siz üç dört yerden maaş almayacaksınız. Siz ihalelerle gününüzü gün etmeyeceksiniz. Bir ihale yasası bir hükümetin döneminde 200 kere değişir mi? Yeryüzünde 200 kere değişmiş başka bir yasa biliyor musunuz? Yandaşına yedirmek için değiştirmiş durmuşlar. Ayıp be ayıp. Bunları kimse söylemez mi? Emekçi Hareket Partisi söyler. Bu işler böyle gitmez. Ya bu zamları böyle yapacaksınız, ücretleri yükselteceksiniz, ya bu deveyi güdeceksiniz ya da bu diyardan tıpış tıpış gideceksiniz!
Tek yumruk olmalıyız!
Bu sokaklarda gücümüzü yükseltmek için, oy olarak yükseltmek için, bu sokaklarda yükseltmek için.. Halk olarak gücümüzü yükseltmek için birlik olmalıyız. Tek yürek, tek vücut, tek yumruk olmalıyız ve bu tek adam rejimini göndermeliyiz!