19
Şub

Filistin'in Yok Edilmesine Göz Yumma

7 Ekim’de Filistin halkının başlattığı mücadele, Demir Kubbe’nin ve açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze’nin temellerini yerinden oynattı. O günden bu yana bir yanda liberaller, bir yanda Türkiye devletinin bir gece ansızın gelebilme ihtimalini sevenler hep bir ağızdan Aksa Tufanı Operasyonu’nun İsrail’e saldırı meşruiyeti verdiğini söylüyor.

Oysa 70 yılı aşkın süredir İsrail’in Filistin’e saldırmak için hiçbir gerekçeye ihtiyaç duymadığı, Filistin halkının sistematik bir şekilde zulme uğradığı unutuluyor. İşgalci İsrail’in son bir haftadaki saldırılarını meşru kılmaya çalışanlar, Filistinlilerin, Filistinli çocukların, kadınların katledilmesinin yıllardır normal hale gelmesini gizliyor. Şimdi bir kez daha Filistin hastaneleri bombalanıyor, tıbbi malzeme girişi engelleniyor. Bölgede internet ve elektrik kesilirken Filistinlilerin kullandığı su kaynaklarına çimento dökülüyor. Bunlar İsrailli yetkililere yetmemiş olacak, ABD silahlı kuvvetleri yardıma çağrılıyor, İsrail’in Savunma Bakanı Filistinlileri ‘insansı hayvan’ olarak nitelendiriyor. Dünyanın gözleri önünde bir halkın onuru işte böyle aşağılanıyor.

 

Aksa Tufanı operasyonunun İsrail’in ‘yenilmez’ kabul edilen askeri gücünü sarstığı kesin. Zalime haddini bildirmek öksüze kaftan giydirmektir. Filistinli ve İsrailli öksüzler için işgalci İsrail’e haddini bildirmek, zulmünü yerle yeksan etmek şart. Sivillere saldırı kabul edilemez ancak bölgede savaşı, şiddeti ve bu bitmeyen güvenlik endişesini var eden İsrail’in ta kendisidir. Ne Filistin için timsah gözyaşı dökenlere ne de İsrail ile ‘normalleşmek’ için can atan bölge devletlerine güvenimiz var. Biz sosyalistlerin isteği ve hedefi tüm halkların özgürce, bir arada yaşadığı; laik, bütünleşik Filistin’dir. Bunun için de tek güvendiğimiz güç Filistinlilerin ve haksızlığa uğrayan halkların meşru direnişi ve mücadelesidir. Demir Kubbe yenilecek, Filistin nehirden denize özgür olacak.