03
May
Söz ve Yaşam programına konuk olan Yeşil Sol Parti Adayı Hakan Öztürk, sosyalizm mücadelesinde parlamentonun rolüne ilişkin “Neden bizim arkadaşlarımız bulundukları bölgede periyodik olarak halk toplantıları yapmasın, sendikalarla görüşmesin? Bunu engelleyen hiçbir şey yok. 10 milletvekili burada sizi dinliyor ve güncel olarak söylediğiniz sözü parlamentoya taşıyacak’ deseniz Türkiye’deki sistem bir silkelenir. Toplumu biz de örgütlü hale getirebiliriz” dedi.
Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı ve EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, Medya Haber TV ve Yeni Dalga Youtube kanalında yayınlanan Söz ve Yaşam programında Seran Vreskala’nın konuğu oldu. Programda Öztürk, ilk gençlik yıllarında örgütlü sosyalist mücadeleyle nasıl tanıştığını anlattı ve sosyalizm mücadelesinde parlamentonun yerini değerlendirdi.
“MİLLET PEK SEVMEZ AMA BEN TARTIŞMAYI ÇOK SEVERDİM”
Eskişehir’de 12 Eylül darbesinin ardından gelen dönemdeki üniversite yıllarında politikleştiğini anlatan Öztürk, “Solcularla tanışmam zaman aldı, iki arkadaşla tanışmıştım. Yurt odasında gece yarılarına kadar konuşurduk. Bir aşamada öğrenci derneği toplantısına çağırdılar. Orada şunu gözlemledim; bir politik grup halinde olanlar çok sistematik konuşuyorlardı. Bir bütünsellikleri vardı, tartışmayı da o eksende yürütüyorlardı, diğer grupla da tartışıyorlardı. İnsanlar pek sevmez ama ben o tartışmayı çok severdim.” dedi.
“KENDİ BAŞINA BİR SOLCU’ OLMAKTAN UZAKLAŞTIM”
Sözlerine devam eden Öztürk “O grubun anlattığı her şeyin çok sistematik olduğunu, herkesin katılımına önem verdiğini, demokratik işleyişi daha fazla dikkate aldığını, tartışmalarda daha açıklayıcı olduğunu gördüm. Otomatik olarak onlara yakınlaştım. ‘Kendi başıma bir solcuyum’ olayından uzaklaştım. Zaten sistematik olanları sempatiyle karşılıyordum. Sonra ben onlara katıldım.” ifadelerini kullandı.
“HALKIN ÖRGÜTLENMİŞ KESİMLERİYLE NEDEN GÖRÜŞMÜYORUZ?”
Öztürk, sosyalist mücadeleyi parlamentoya taşıma vaadine ilişkin “Örgütlü toplum istiyoruz değil mi? O zaman ‘esnaf ziyareti yapan vekil’ ilişkisinden kapsamlı bir şey düşünmemiz gerekir. Neden toplumun örgütlenmiş kesimleriyle görüşmüyoruz hiç? İşçi sınıfının, kadınların, Kürt halkının örgütlenmiş kesimleriyle neden görüşmüyorsunuz? Onları asla eylemli ve örgütlü görmek istemiyorlar ve o halleriyle ziyaret etmiyorlar” dedi.
“TOPLUM HALK MECLİSLERİ ALTINDA ÖRGÜTLENMİŞ OLSA KAYYIM TARTIŞMASI YAPILAMAZ”
“Parlamentoyu örgütlü toplumun güncel müdahaleleri güçlü hale getirebilir” diyen Öztürk “Halk meclisleri başlığı altında toplum örgütlenmiş olsa ne Diyarbakır’da ne İstanbul’da kayyım atanması tartışması yapılamaz. Diyarbakır’da, Mardin’de bütün o bölgelerdeki illerde bunu yapınca İstanbul’da da bunun yapılabileceğini tartışabildiler. Eğer halk il, ilçe düzeyinde örgütlenebilir kendi doğrudan meclislerini oluşturabilirse böyle durumlar karşısında ses yükseltebilir. Bunu neden söylüyorum? Aslına bakarsanız başka türlü parlamentoya halkın rengi, sesi yansımıyor.” şeklinde konuştu.
pozisyonda olmalı.” dedi.
“TOPLUMU BİZ DE ÖRGÜTLÜ HALE GETİREBİLİRİZ”
Öztürk, “Neden bizim arkadaşlarımız bulundukları bölgede periyodik olarak halk toplantıları yapmasın, sendikalarla görüşmesin? Bunu engelleyen hiçbir şey yok, büyük toplantılar organize edebilirsiniz. ‘Buyrun, 10 milletvekili burada sizi dinliyor ve güncel olarak söylediğiniz sözü parlamentoya taşıyacak’ deseniz Türkiye’deki sistem bir silkelenir. Toplumun gücü burada ortaya çıkar. Toplumu biz de örgütlü hale getirebiliriz.” sözlerini söyledi.
Yayının tamamını izlemek için tıklayın.