11
Tem
Kalıcı barışın sağlanması yolunda önemli bir adım atıldı.
Bugün, coğrafyamızda on yıllardır süren çatışmaların sona ermesi ve halkların eşitlik temelinde bir arada yaşayacağı bir geleceğin kapısının aralanması yolunda tarihi bir adıma tanıklık ettik. Parti heyetimizin de diğer dost parti ve kurumlarla birlikte yerinde izlediği silahların bırakılması töreni, kalıcı bir barışın mümkün olduğuna dair inancı pekiştiren bir dönüm noktasıdır.
Bugün gelinen nokta, her şeyden önce halkların barış ve demokrasi iradesinin somut bir sonucudur. Bu irade karşısında, yıllarca bu topraklarda hüküm süren inkâr ve imha politikaları iflas etmiştir. Sorunun güvenlikçi yöntemlerle ve baskıyla çözülemeyeceği, en değişmez sanılan tabuları savunanlar tarafından dahi kabul edilmek zorunda kalınmıştır. Kalıcı barış yönünde mücadele verenlerin kararlılığı, barışın adını anmayı suç sayan zihniyeti geriletmiş, diyalog ve demokratik siyaseti tek geçerli yol haline getirmiştir.
Artık içeriği boşaltılmış bir "kardeşlik" söyleminin ardına sığınmak mümkün değildir. Gerçek kardeşlik, ancak farklı halkların ve kültürlerin varlığının anayasal güvencelerle tanındığı, eşit yurttaşlık hakkının tüm boyutlarıyla hayata geçtiği demokratik bir zeminde filizlenebilir. Silahların sustuğu bu tarihi dönemin kalıcı bir barışa evrilmesi, atılacak somut adımlarla mümkündür. Bu yolun en temel şartı, Kürt halkının varlığının, kimliğinin ve kültürel haklarının anayasal güvence altına alınmasıdır. Ancak bu hukuki tanımanın toplumsal hayatta karşılık bulabilmesi ve kâğıt üzerinde kalmaması için, demokratik alanın tümüyle açılması elzemdir. Bu çerçevede, kayyım rejimi gibi antidemokratik uygulamalara derhal son verilmeli, siyasi tutsaklar özgür bırakılmalı ve halkın iradesinin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Kürt halkının barış, eşitlik ve demokrasi mücadelesinin başarıya ulaşması, yalnızca kendilerinin değil; Türkiye'deki tüm emekçilerin, ezilenlerin ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle mümkündür. Nitekim barış, emeğin sömürüsüne ve adaletsizliğe karşı verilecek mücadelenin de önünü açacaktır.
Savaş politikalarının yerini eşitliğe, inkârın yerini tanımaya, baskının yerini özgürlüğe bırakacağı yeni bir dönemi inşa etmek hepimizin elindedir. Emekçi Hareket Partisi olarak, kalıcı barışın tesisi için üzerimize düşen tarihsel sorumluluğun bilinciyle; Kürt halkını yok sayan anlayışa karşı demokratik siyasetin önünü açacak, hukuki ve siyasi zeminde tam eşitliği tesis edecek bir çözüm için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.